google-site-verification=yq2_2J1CWpgn_CAH4Qu06GhN_ZC9iVkTCrKcGWjzJa8
Osman BALCI© σяιgιиαℓ ρяσfiℓє ®www.HoRozZ.NeT
Rakı Masası

Rakı Masasında Meze Olmak...

Geçen gece değer verdiğim bir arkadaşıma yeni bir aşka yelken açıyorum dediğimde bana söylediği ” bırakta rakı masasında meze olmasın ” sözü aklıma yer edindi 1-2 günden beri….Benide bir düşüncelere sevk etti…

Nedir bu ? bırakta rakı mezesinde olmasın cümlesinin derin anlamı benim için … Aşklarımı her zaman bir yerlerde bırakmaya alışmış olan ben rakı masasında mezede yapmışlığım olmuştur aslında… hep şunu söylerim kendimi bildim bileli aşklar sevgiler her zaman gelip geçicidir…Ama verebildiğin değer ve alabilmiş olduğun değer önemlidir… Yıllar sonrada değer verdiğin kişiler arkasına bir kez bile baktıklarında seni kötü olarak hatırlmasınlar… Tamam aşkı sevgiyi onların istediği gibi yaşayamamış olabilirsin yinede başka şeylerde muhakkak başarılı olmuşsundur…Hatırlanmak güzeldir yıllar geçsede aradan onu hissedebilirsin böyle yalnızlık denizlerinde…Bir anda mazinin havasında kaybolup gidersin umarsızca… O zaman verdiğin değerin önemi ortaya çıkar…Hayatın boyunca yapmış olduğun her şey mutlaka değer bulur ve ufak bir tebessümle hatırlanır yaşattığın insanlarda…

Beni nasıl hatırlarlar acaba diye sorasım geliyor ama ? Boktan işe yaramaz birisiydi demelerinden korkarım sadece…:) Ben bana yaşatılan en ufak mutluluğu hayatımın anlamı yapmaya çalışan birisi olarak söyleyebilirim ki ne vermişsen onuda alırsın felsefesinede aynı anda inananlardanım.. :)

Duygularımda çıkarcı olmadığımı düşünüyorum… Her şey güzel başlar ve çoğu zaman hüzünlü bir sonla bitmesi gerekir… Hayatın acımasızca davrandığı noktalardan biriside tahamülsüzlüktür arkadaş…

Neyi nasıl anlatacağımıda bilmiyorum aslında … :) Nereden başladık nereye geldik… İçimde hala biteremediğim bir ben yaşıyorum… Öteki yanım güzel günlerin gelmesini beklerken diğeri ise aşklar sevgiler güzeldi ama acı verdi diyor…

Diyoruz ya acı olmadan mutluluğun hiç bir esprisi kalmaz hayat için…Ben ne yapmalıyım diye soruyorum kendime … Aşık olman gerekli doğru zamanda doğru kişiye…Herşeyinle sevebilmeyi öğreniceksin ama ilk başta… Kimse sen olamaz bunuda unutmayacaksın…Herkesin kendine göre bir hayat felsefesi bir yaşam tarzı vardır…Aynı senin gibi olsalardı seni onlardan ayıran hiç bir fark olmayacaktır…Gözlerine baktığın zaman kendini görmeyi umucaksın ama hayal kırıklıklarına yer vermeyiceksin… Senin gözlerine bakıldığı zaman ise heyecan duyacaksın…Gözlerine baktırabilmeyi başarabiliyorsan bilki sana verilmiş bir değer var ortada…O değeri korumaya çalışacaksın…Tıpkı bir küçük bebeği herşeyden tüm kötülüklerden sakındığın gibi… Nedir senin ona verdiğin değerler tüm kalbinle samimi oluşun hayatın fahişeliğini öğrenip ona göre yaşamayı bildiğini göstereceksin en zor zamanda yarı yolda bırakmadan devam edebileceksin…Seni sen yapan en ufak bir gülüşün bile hatırlanır yıllar sonra hiç ummadığın anda hiç ummadığın kişi tarafından…

Ben hissettiklerimi kendi dünyamda yaşamayı seçtim..Çoğu platonik olsada bir tepeye tırmanmayı hayal ediyorum…Sevgide aşkta böyle bir şeydir işte… Basitlikler dünyasında insanın kendini özel hissetmesini sağlayan tek duygu bu … İşte senin yaşadığın duygular seni sen yapar…

Evet şu anda bir şeyler hissediyorum birisine karşı…Uzun zamandan sonra sevindirici bir mevzu benim için…Duygularımı hissettiğim kişi belki hiç bilmeyecek , hissedicek ama değer vermiyecek , değer vermeye çalışacak ama sevgi yaşayamayacak yada hem değer verip hem sevicek… Bu alternatifleri uzatmak mı deseler yoksa seni seviyorum demesini beklemek mi ? Bunların içinden çıkarken aşkı bulmayı tercih ederim…Hissediyorsam kalbim çarpıyor ve onun beni düşünmesini düşlüyorsam gerçek aşk ve sevgiye yaklaştım demektir…

Bitmesi gereken duyguları insan her zaman bitirmiştir kendi dünyasında…Sadece biraz sabır ve zaman olması yeterlidir… Kendini yakan bir ateşte olsa sönmesini bilecektir…Bitmesi gerektiğindede benim kendi düşünceme göre rakı masasında bitmesi gerekir…

Çünkü o rakı masası insanın sevdikleriyle her türlü samimi ortam kurdukları bir yerdir blog …:) Sen bilmezsin ama bu arkadaş bu dostun …

ben doğduğumdan beri bağlanmaktan korktum, üzerinde zararlı yazdığı için değil bağlanmamak için içmedin tütünü, rakı şisesini çok sevdim ama elim varmadı bir türlü, korktum ya şişenin içinden çıkamazsam diye…değil o şişenin ve o masasının ağırlığından kalkmayı bildi çoğu zaman… İşte buda değer vermenin farklı bir bitirişidir… Kendini en doğal ve egosuz bulduğun bir yerde yaşanmışlıklarını bırakmak öyle kolay değildir…

Firara koşmak istersin bir zamanlarda… Kaçmaya çalışırsın kaçtığını zannedersen halbuki…

O masa aradan yıllar geçsede aklında olucaktır…Senin için anlamı büyüktür aynı 70 lik rakı gibi…Aşkta değil midir öyle sonsuz bir pınar gibi içtiğin ama sonunda kuruması gibi… Aynı rakıyı içtiğin gibi deliler gibi susadığını…

Evet susadım arkadaş…Yoruldum ve bitmeye yaklaştım…Kirli sözlerimi temize çekmeye bıktımda ayrıca…Çünkü uçtum ama düşmeyi göze almışım… Kaç çığlık biriktirdim içimde ? Sesiz uzayan sokaklarda … Yağmuru bekliyorum belki söndürür beni…

Sadece beni anlamayı çalışmanı isterim…Mutlu olduğumu söylebiliyorsam bil ki kendimi bulmuşumdur…Ve sende başarmışsındır…

Rakı masası bir latifeden ibarettir benim için …

Rakı masasında meze yaptığım sevgilerimi ve onları yaşatınlara teşekkür etmeyi borç bilirim…

Sev desen severdim …
Özle beni desen özlerdim …
Unut beni desen unutmayı bile becerebilirdim…Ama yeter ki söylemeyi borç bilseydin …

Sonra bende kalmadın …sevdiğim gibi sevgilim gibi göremiyordum seni…Giden olmayı seçmiştin…
Karanlık gecelerime ortak etmiştim oysaki seni…Dokunsam arta kalan sen kül olan ben … Ama nafile hiç bir ben sonraki sayfada seni bulamıyorum….Her gece gözlerimden hatıralar çalınmış…

Bir ses giden gitmiştir diyor ama insanın içi acıyor…Susmuşum bir baharın bedeliydi bu demek geliyor içimden…